Adana’da depremden dolayı okulların açılış tarihi bir kez daha ertelendi. Salgın döneminde de ilk vazgeçilenlerden bir tanesi eğitim olmuştu.
Neden eğitim öğretimden bu kadar kolay vazgeçiyoruz?
Geçenlerde eski Milli Eğitim Bakanlarından Hüseyin Çelik bir açık mektup yazdı. Bu mektupta şartlar ne kadar zor olursa olsun eğitimin devam etmesinden yana olduğunu belirtiyordu.
Özellikle üniversitelerin açıktan eğitime geçmesiyle ilgili, öğrencilerin sadece küçük bir bölümünün yurtlarda kaldığını, yurtları depremzedeler için kullanmak adına eğitimin tamamından vazgeçmenin kötü bir karar olduğunu söylüyordu.
Katılıyorum.
Yüz yılın felaketini yaşadık. Yaşamaya devam ediyoruz.
Evleri yıkılan çadırlarda yaşıyor, yıkılmayanlar ise evlerine giremiyorlar. Barınma, beslenme, hijyen ihtiyaçları had safhada. Zorlukların farkındayız.
Ancak, nasıl olacağını bilmesem de, eğtimin kesinlikle yüz yüze devam etmesi taraftarıyım.
Pandemi ve depremler yüzünden bir nesil elimizden kayıp gidiyor. Yarın bir gün işinin ehli doktor, mühendis, öğretmen… bulamayacağız.
Şimdiden dizilerde filmlerde bu nesille dalga geçiliyor, sen tıpı uzaktan mı okudun gibisinden. Belki gülüp geçiyoruz, ağlanacak halimize.
Bir yanıt yazın