Ode to illiteracy

Cumhurbaşkanının eski metin yazarlarından bir tanesi muhaliflere öğüt niteliğinde şunları söylemiş: "Halkın zihni berraktır. Halk eğer eğitimden uzak kalmışsa, daha az formatlanmıştır ve iyiyi kötüden ayırma yetisi iyi eğitimliye göre daha güçlüdür."

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanının eski metin yazarlarından bir tanesi muhaliflere öğüt niteliğinde şunları söylemiş: “Halkın zihni berraktır. Halk eğer eğitimden uzak kalmışsa, daha az formatlanmıştır ve iyiyi kötüden ayırma yetisi iyi eğitimliye göre daha güçlüdür.”

Bu bakış açısını biliyoruz. Her yerde örnekleri var. Örneğin bu ülkenin okumuş ve yerleri doldurulamayacak doktorlarına çekin gidin demişliğimiz var.

Öğretmenine, memuruna ne gözle baktığını da biliyoruz.

Herhangi bir olumsuz durumda ilk vazgeçilenin eğitim olduğunu da gördük.

Eskiden bu ülkenin okumuş insanlara ihtiyacı olduğunu söylerdik. Şimdi gördüğünüz gibi tam tersi iddia ediliyor.

Son yaşam standartlarını göz önüne aldığımızda ülkenin okuyarak bir yerlere gelmiş kesiminin okumayanlara göre çok daha gerilerde olduğunu görebiliriz. Bunu kalıplaşmış sözlerle tekrar etmek istemiyorum zira toplumun büyük bir kısmında, siz biliyorsunuz hangi kesim olduğunu, olumsuz etki yapıyor.

Eskiden bu durumun sadece ülkenin yanlış yönetilmesinden kaynaklandığını düşünüyorduk, metin yazarının bu sözleri bunun hükümet politikası olduğunu gösteriyor.

Peki neden böyle yapıyorlar?

Öncelikle şunu söyleyeyim, bu söylediklerine kendileri de inanıyor. Zaten anahtar kelime inanmak. Onların bilen, düşünen değil; inanan insanlara ihtiyacı var. İnsan ne kadar çok bilirse o kadar az inanır.

İnanan insan metin yazarının söylediğinin tersine çok daha kolay manipüle edilebilir. Masrafı çok azdır. Kulaktan kulağa yayılan bilgiler ve atadan dededen aktarılmış kültürel ve dini bir kaç kavram yeterlidir bunları manipüle etmek için.

Günümüz Türkçesiyle, “Bayrak inmez, vatan bölünmez” dersiniz olur biter.

Okumuş insanı ikna etmek için çok daha fazlasına ihtiyaç vardır. Psikoloji ve sosyolojinin tüm nimetlerinden faydalanmak onları kitle haline getirmek gerekir. Onlara ekonomiden, sosyolojiden, barıştan, demokrasiden, projelerden ama toplumun tamamını kapsayacak ve inat unsuru olmayacak projelerden bahsetmeniz gerekir. Onları, bunlar hain, bunlar terörist, bunlar şu, bunlar bu diyerek ikna edemezsiniz.

Bakın bu doğrudur. Bir profesör ya da dünyanın en zeki adamı bir kitleye dahil edilse zekası o kitlenin ortalamasına düşer. Bunu ben söylemiyorum, Kitleler Psikolojisi kitabında Gustave Le Bon söylüyor.

Bu arada bu insanların inandıkları Kuran’ın ilk ayetinin de”Oku” olduğunu hatırlatmak isterim.

Kaynak: indyturk

Ode to illiteracy

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Ajans Kozan ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!